17 Mart 2010 Çarşamba

ergenlik sancıları-1


şöyle bir bakınca uzaktan öylece duran kristal bir kasesin ey hayat.daha düşünemeden nasıl dolduracağımı içini elime almak istiyorum bir hevesle seni.dokunuyorum avuçlarıma yerleşemeden paramparça oluveriyorsun.o anda anlıyorum aslında hiçbir zaman bütün olmadığını.herbir parçan ayrı taraflara dağılıyor.ayaklarımın altında hissediyorum tüm acını. batıyorsun ve kanatıyorsun.binlerce küçük yarık ayağımda.acıtmayan parça yok ki.ne huzur,ne dostluk,ne aşk,ne paylaşım,ne sevgi,ne...ne...ne...şeklin yok,rengin yok,tadın yok.sadece acıların,acımaların ve acıtmalarınla varsın.yine de varsın ve olmak zorundasın.varsan beni de varediyorsan yani sürecimi sen belirliyorsan kavramak gerekli çözüm ilüzyonunun yoksunluğunu.iki temel direğin var neden ve sonuç.bunlar arasında gidip geliyorsun.bu kadar basitsin.üstüne çıkmak ya da altına gerilemek zor yine de.seninle oynayabilirim.ama bu oyunda kazanmak ve kaybetmek için çelik gibi güce sahip olmam yetmez.gücün ta kendisi olmalıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder